- Dünyanın dört bir yanından çaldıklarını , arsızca , gururla
,dünyaya sunarlar ..Binbir çeşit reklamla British museum aslında bir hırsızlık
abidesidir.
Türkiye şimdilerde dünya üzerinde ki çeşitli müzelerde
bulunan kültür değerlerini geri toplamaya çalışıyor .Bu girişime en büyük
tepkiyi İngilizler verdi tabi..
TheGuardian “ Türkler müzelere şantaj yapıyor “ diye haber
yaptı .. Kültür Bakanlığımız kültürel şovenizm uyguluyormuş..
SultanAhmet ‘te bulunan Million taşı :
8500 km lik İpekyolu ile 90 bin km lik Antik Roma Yolu'nun
buluştuğu nokta olan İstanbul , 1884 yılına kadar dünyanın merkezi kabul
ediliyordu ve Sultanahmet'teki Milion Taşı ( 0 meridyeninin yeri olarak kabul
edilen taştır) ' 0 meridyeni ' olarak biliniyordu .
Tarihçiler dünyayı
İstanbul'un doğusu ve batısı olarak tarif etmiş ,saatler, tarihler buna göre
ayarlanmıştı.
1884'te İngilizler 0 meridyenini Greenwich'e götürerek sanal
bir merkez oluşturdular .
Oysa dünyanın gerçek merkezi İstanbul dur.
- Arapça’yı artık bilemiyor olmamız, onlar için şimdi dalga
konusu ..
bir İngiliz istihbaratı haberi …. :
“ İngiliz istihbaratının birkaç cümlesi: Türkiye eski
coğrafyasında yeniden bölgesel liderliğe oynuyor . Suriye ile ilgileniyor ama
Türk Dışişleri Bakanlığında Suriye- Arap ve O.Doğu uzmanı pek yok..
Bununda sebebi ise ülkenin geleneksel olarak yüzünü batıya
çevirmesi.
Keza Arap dünyasında çalışan 135 Türk diplomattan sadece 6
sı Arapça konuşuyor.
Yani ; İngiltere’nin, sadece Trablus Büyükelçiliğinde Arapça
bilen diplomat sayısı kadar...”
Stratejist Ömer Özkaya
- Amritsar Katliamı :
1919 da meydana gelen olayda , Amritsar şehrinde âyin sebebi
ile toplanan Hindûlar, bisikleti ile oradan geçen bir Hıristiyan kadın
misyonere , gereken hürmetin gösterilmediği gerekçesiyle , misyoner kadın
tarafından İngiliz generale şikayet edilirler.
General derhâl askerlerine emir vererek, ma’bedde âyinle
meşgûl halkın üzerine ateş açtırıp on dakîkada yüzlerce kişiyi öldürtür.
Bununla da yetinmeyerek, halkı üç gün elleri ve ayakları
üzerinde hayvan gibi yürütür.
Şikâyet üzerine olayın aslını incelemek için Hindistan’a
gelen müfettiş, generale müdafaasız halka ateş açtırmasının sebebini sorar.
General: “Buranın kumandanı benim. Öyle lüzûm gördüm ve
emrettim” cevâbını verir.
Müfettiş: “Pekâlâ, halkın yüzüstü sürünmesini emretmenizin
sebebi nedir?” diye sorar.
General:
“Hindlilerden bir kısmı tanrıları karşısında yüzüstü
sürünüyorlar. Bunlara, bir İngiliz kadının bir Hindû tanrısı kadar mukaddes
olduğunu ve onun karşısında da hakâret değil, sürünmeleri îcap ettiğini
anlatmak istedim” cevabını verir.
İngiltere B.bakanı D. Cameron'un Şubat 2013, Hindistan
ziyaretinde 379 masum sivilin öldürüldüğü,1200 kişinin yaralandığı Amritsar ı
ziyaret etti …
ancak halk tarafından beklenilen özrü dilemedi .
"Ben doğmadan 40
yıl önce olan bir olaydan bahsediyoruz. Zamanında Winston Churchill bunu
korkunç bir olay olarak niteledi ve hükümet kınadı. Yapılması gereken tarihe
gidip özür dilenecek şeyler arayıp bulmak değil, olanları kabul etmek,
hatırlamak saygı ve anlayış göstermektir" demişti..
Bu konu Gandhi filminde farklı anlatılmıştır…
- İnsan Eti yiyen İngiliz kraliyet ailesi iddiaları :
İngiltere’de bulunan Durham Üniversitesi’nden tarihçi Doktor
Richard Sugg’ın yazdığı
“Mumyalar, Yamyamlar ve Vampirler: Rönesanstan Viktorya
Dönemi’ne Otopsi Tarihi”
isimli kitapta İngiliz kraliyet ailesinin 18. yüzyılın son
dönemlerinde insan eti yediği iddia edildi.
İnsan eti yiyip, kanını içen hatta kemik tozlarını
kıyafetlerine süren dönemin hükümdarları arasında I. Francis, III. William ve
Kraliçe Mary de yer alıyormuş.
Kitaba göre, insan etine ve kafatasına en fazla düşkün olan
Kral II. Charles “düzgün bir insan kafatasına” 6 bin sterlin (15 bin TL)
ödüyordu.
Kitapta ayrıca insan etinin o dönemlerde sağlık sorunları
için de tüketildiği belirtildi.
Kitaba göre, İngiltere, Fransa, İtalya, Almanya ve
İskandinavya’da insanlar şifa niyetine insan eti yiyip, idamlar sırasında
suçluların kanını içiyordu.
Ortaçağda bir tedavi
yöntemi olarak ilaçlarda kullanılmaya başlayan insan kanı, erken-modern dönemde
İngiltere’de epilepsi (sara) gibi beyin hastalıkları ve ölümcül vakalara karşı
acil müdahale amacıyla hekimlerin vazgeçilmeziydi
- Yamyamlık iddiaları 2 :
ABD'ye 1600'lerde yerleşen ilk İngiliz kolonicilerin
kıtlıkta hayatta kalmak için insan eti yediği tespit edildi.
Kazılarda bulunan 14 yaşında bir kıza ait kafatasının
yamyamlığa ait ilk izler taşıdığı öne sürüldü.
1607-1625 yılları arasında ABD'nin Jamestown bölgesine
yerleşen ilk İngiliz kolonicilerin yaşanan kıtlık nedeniyle insan eti yediği
bulunan iskeletlerle kanıtlandı.
Virginia eyaletine bağlı bölgede yaşayan 6 bin kişinin
1609-1610 yılındaki ağır kış şartları nedeniyle köpek, fare ve yılanla beraber
insan eti de yediği belirtildi.
Jamestown'daki
kolonicilerin insan eti yediği rivayetine arkeologlar hep şüpheyle yaklaşmıştı.
Ancak Smithsonian Doğa Tarihi Müzesi arkeologları, bölgedeki
kazılarda bulunan 14 yaşında bir kızın saldırıya uğramış iskeletinin yamyamlığa
en güçlü kanıt olduğunu öne sürdü.
Bilimadamlarının
"Jane" adını verdikleri iskeletin kolonilerdeki tek yamyamlık vakası
olmadığı belirtildi.
Jamestown'daki kolonicilerin insan eti yediği rivayetine
arkeologlar hep şüpheyle yaklaşmıştı.
Ancak Smithsonian Doğa Tarihi Müzesi arkeologları, bölgedeki
kazılarda bulunan 14 yaşında bir kızın saldırıya uğramış iskeletinin yamyamlığa
en güçlü kanıt olduğunu öne sürdü.
Bilimadamlarının
"Jane" adını verdikleri iskeletin kolonilerdeki tek yamyamlık vakası
olmadığı belirtildi.
Jamestown kolonisi lideri George Percy'nin yazılarında bir
adamın hamile eşini öldürüp yediği bilgileri yer alıyordu.
- “ Dil konusu Türkiye ve Türk dünyasının en önemli konusudur.
Dilin önemini ilk, 2000 yıl önce Romalılar keşfetti.
Kelt kavimleri
fethetmelerine rağmen rahat edemiyorlardı.
Çünkü bu kavimler kimliklerini kaybetmiyordu.
Bunun üzerine Romalılar bir fikir geliştirdiler
.Fethettikleri kavimlere dillerini unutturarak, kimliklerini yok etmeyi
denediler ve başarılı oldular.
Fransada ki Ket/ Golf ler kendi dil ve kültürlerini unutup
latinleştiler.
İngilizler de bu yöntemi İrlanda, Hindistan ve Pakistanda da
başarıyla uyguladılar.
Hindistanda bir şey çıkardılar : ‘ingilizce bilmeyen adam
değildir ’diye..
Bizde de iş ilanları çıkar .. ‘bogaziçi mezunu aranıyor’
diye, başka okuldakilere iş yok..onun gibi..
Zaten bu işlerin arkasında hep İngilizler olmuştur.
Amerikalıların yaptığını zannettiğiniz çoğu şeyin arkasında İngilizler vardır.
Şimdi bir İngiliz-Amerikan planı var.
Türkiye’de solcu, milliyetçi gibi maskelere sahip insanları
kilit noktalara koymuşlar.
Amaç birkaç sene
içinde Türkçe eğitim yapan okul bırakmamak.
Anlattığımız tarihi misaller gibi bu işler okullarda
bitiyor.
Bir, iki nesil sonra insanlar dilini unutur.
Osmanlıca veya öz Türkçe birçok kelimenin yerini
İngilizceleri alıyor.
Basın yayın organları
da bu işe çanak tutuyor.
Türkçe gidince Türk kültürü, tasavvufu, irfanı, inancı hepsi
beraber gider.
Çünkü dil bunların
hepsini taşıyan gemidir.
Amaçları bize Kuranı Kerim’ i bile İngilizce öğretmektir. “
Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder