11 Temmuz 2013 Perşembe

CIA' in sır muayenehanesi MPAC !


CIA' in sır muayenehanesi MPAC !  

Dünya Liderlerinin Sağlık Durumları 40 Yıldır CIA'de Mercek Altında ...

1 Temmuz 2001 Yener Süsoy'un  Dr. Mehmet Öz le röportajı : 

CIA'in sır muayenehanesi !  
 

CIA'in, hakkında çok az şey bilinen Tıbbi ve Psikiyatrik Analiz Merkezi (MPAC), ülke liderlerinin fotoğraf, video görüntüleri, ses kayıtları ve el yazılarından sağlık durumlarını, hatta hükümet değişikliği olup olmayacağını saptayabiliyor.

Tıbbi istihbarat konusunda akademik çalışmalar yapan Amerikalı Dr. Jonathan D. Clemente, MPAC'in sır perdesini Yeni Aktüel okuyucuları için aralıyor.

ABD'nin merkezi haber alma teşkilatı CIA, ülkenin teknolojik imkânları ve gücü sayesinde istihbarat konusunda en yetkin kurumlardan biri.
 

 Doğası gereği faaliyetleri gizli tutulan birçok birimden oluşan CIA'in Tıbbi ve Psikiyatrik Analiz Merkezi'yse (Medical and Psychiatric Analysis Center- MPAC), teşkilatın hakkında hemen hiç bilgi sahibi olunmayan, "en gizli" birimi.  

Bu merkezde dünya liderleri ve uluslararası teröristler neredeyse dakika dakika izleniyor.  

1979 tarihli bir CIA belgesinde dönemin tıbbi analistlerinden Myles Maxfield, amaçlarını şöyle açıklıyor: "Yabancı ülke liderlerinin sağlıkları üzerine yapılan tıbbi istihbarat, o ülke rejimlerinin istikrarı konusundaki değerlendirmelerde önemli bir veri sağlıyor."  

Bu veriler değerlendirilerek ilgili ülkedeki olası hükümet değişiklikleri önceden tahmin edilebiliyor ve bu bilgiler devlet ya da devlet dışı aktörlere karşı izlenecek ABD politikasını etkiliyor.

İran Devrimi'nde kanser şüphesi ... 

MPAC doktor, salgın hastalık uzmanları, psikiyatr, psikolog, sosyolog ve antropologlardan oluşan küçük bir ekip.

Yılda iki kez akademisyenlerle toplantı yapıyorlar. Analistlerin görevi haberlerde verilen bilgileri politikacılara bildirmek değil, geleceği öngörmek. 

Çünkü siyasi karar alıcıların öğrenmek istediği sadece liderlerin bugünkü sağlık koşulları değil, bu koşulların onların karar almaları, müzakere tarzları, yönetme kapasiteleri üzerindeki olası etkileri.

Liderlerin yaşı ilerledikçe, kalp hastalıkları, diyabet ya da kanser riski de artıyor. 

 Bu hastalıklar liderlerin davranışlarını ve politikalarını farklı şekillerde etkiliyor. Bazı liderler kendilerinden sonra geleceklere bırakacakları miras konusunda acele ederlerken, bazıları da deyim yerindeyse işlerine yapışıyor. 

Kimileri uluslararası görüşmelerde katı bir tutum benimserken, kimi de yumuşuyor. Bu davranışların öngörülmesi ABD'nin dış politika kararlarında etkili oluyor.  

Tıbbi istihbarat konusunda akademik makaleleri yayımlanan Amerikalı Dr. Jonathan D. Clemente, 1979'da kanser teşhisi konduktan altı yıl sonra ölen İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi'nin hastalığının ABD'nin en önemli dış politika krizlerinden birine sebep olduğunu belirtiyor. 

 Bir CIA yetkilisinin konuyla ilgili açıklamasıysa şöyle: "Eğer 1973'ten beri Şah'ın hasta olduğunu bilseydik, hükümetimizin Şah'ın devrim güçleriyle uzlaşma sağlama becerisi, fırtınaya karşı durabileceği konusundaki iyimserliğimiz endişeye dönüşürdü."

Türk doktora görev!
 

Özellikle Pakistan ya da Kuzey Kore gibi ani lider değişiminin bölgesel istikrarsızlığa yol açabileceği ve ABD'nin "müdahale etmeye gerek duyabileceği" ülkelerin liderleri sıkı kontrol altında. Fakat yine de Clemente'ye göre merkezdeki en kalın dosya hem uzun yaşamı hem de Küba'da etkisi bakımından Fidel Castro'ya ait. Annesinin 92, babasının 84 yaşında ölmüş olması da analistler için önemli veriler.  

Dosyası kabarık olan başka bir lider de Rusya'nın eski Devlet Başkanı Boris Yeltsin. Bu bilgiyi ilginç bir kaynaktan, bir Türk doktorundan öğreniyoruz.
Haberi hazırlarken kendisinden görüş almak istediğimiz fakat yorum yapmak istemediğini belirten dünyaca  ünlü  kalp-damar cerrahı  Mehmet  Öz,  2001'de  gazeteci Y ener Süsoy'la yaptığı röportajda bakın neler söylemiş.


1 Temmuz 2001 tarihli Hürriyet Gazetesi'nden aktarıyoruz:  

"Bizim cumhurbaşkanlarımızın, başbakanlarımızın sağlık durumlarının nasıl olduğu hiçbir zaman açıklanmaz. 

 Oysa CIA'de dünyadaki bütün liderlerin sağlık durumlarının ayrıntılı bilgileri var. 

Mesela Boris Yeltsin kalbinden rahatsızlandığında, CIA'den bir ekip bana gelerek hazır durumda beklememi istedi.


 Yeltsin'in sağlık dosyasını da getirmişlerdi, içinde belki kendi hastalarımda bile olmayacak ölçüde detaylı raporlar vardı.  

Yeltsin açık kalp ameliyatı sırasında pompadan kalkamasaydı, kendisine yapay kalp takacaktım.  

Yapay kalp Moskova'da olacak, ameliyatın ilk saatinde çıkacak sonuçlara göre ben, hazır bekletilen özel bir uçakla Moskova'ya gidecektim ama, gerek kalmadı."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder