15 Temmuz 2013 Pazartesi

İngiliz milletini tanıyalım..














 

- Dünyanın dört bir yanından çaldıklarını , arsızca , gururla ,dünyaya sunarlar ..Binbir çeşit reklamla British museum aslında bir hırsızlık abidesidir.

 

Türkiye şimdilerde dünya üzerinde ki çeşitli müzelerde bulunan kültür değerlerini geri toplamaya çalışıyor .Bu girişime en büyük tepkiyi İngilizler verdi tabi..

 

TheGuardian “ Türkler müzelere şantaj yapıyor “ diye haber yaptı .. Kültür Bakanlığımız kültürel şovenizm uyguluyormuş..

 

SultanAhmet ‘te bulunan Million taşı :

8500 km lik İpekyolu ile 90 bin km lik Antik Roma Yolu'nun buluştuğu nokta olan İstanbul , 1884 yılına kadar dünyanın merkezi kabul ediliyordu ve Sultanahmet'teki Milion Taşı ( 0 meridyeninin yeri olarak kabul edilen taştır) ' 0 meridyeni ' olarak biliniyordu .

 

 Tarihçiler dünyayı İstanbul'un doğusu ve batısı olarak tarif etmiş ,saatler, tarihler buna göre ayarlanmıştı.

 

1884'te İngilizler 0 meridyenini Greenwich'e götürerek sanal bir merkez oluşturdular .

Oysa dünyanın gerçek merkezi İstanbul dur.

 

- Arapça’yı artık bilemiyor olmamız, onlar için şimdi dalga konusu ..

 

bir İngiliz istihbaratı haberi …. :

 

“ İngiliz istihbaratının birkaç cümlesi: Türkiye eski coğrafyasında yeniden bölgesel liderliğe oynuyor . Suriye ile ilgileniyor ama Türk Dışişleri Bakanlığında Suriye- Arap ve O.Doğu uzmanı pek yok..

 

Bununda sebebi ise ülkenin geleneksel olarak yüzünü batıya çevirmesi.

 

Keza Arap dünyasında çalışan 135 Türk diplomattan sadece 6 sı Arapça konuşuyor.

 

Yani ; İngiltere’nin, sadece Trablus Büyükelçiliğinde Arapça bilen diplomat sayısı kadar...”

Stratejist Ömer Özkaya

- Amritsar Katliamı :

 

1919 da meydana gelen olayda , Amritsar şehrinde âyin sebebi ile toplanan Hindûlar, bisikleti ile oradan geçen bir Hıristiyan kadın misyonere , gereken hürmetin gösterilmediği gerekçesiyle , misyoner kadın tarafından İngiliz generale şikayet edilirler.

 

General derhâl askerlerine emir vererek, ma’bedde âyinle meşgûl halkın üzerine ateş açtırıp on dakîkada yüzlerce kişiyi öldürtür.

Bununla da yetinmeyerek, halkı üç gün elleri ve ayakları üzerinde hayvan gibi yürütür.

 

Şikâyet üzerine olayın aslını incelemek için Hindistan’a gelen müfettiş, generale müdafaasız halka ateş açtırmasının sebebini sorar.

 

General: “Buranın kumandanı benim. Öyle lüzûm gördüm ve emrettim” cevâbını verir.

Müfettiş: “Pekâlâ, halkın yüzüstü sürünmesini emretmenizin sebebi nedir?” diye sorar.

 

 General:

“Hindlilerden bir kısmı tanrıları karşısında yüzüstü sürünüyorlar. Bunlara, bir İngiliz kadının bir Hindû tanrısı kadar mukaddes olduğunu ve onun karşısında da hakâret değil, sürünmeleri îcap ettiğini anlatmak istedim” cevabını verir.

 

İngiltere B.bakanı D. Cameron'un Şubat 2013, Hindistan ziyaretinde 379 masum sivilin öldürüldüğü,1200 kişinin yaralandığı Amritsar ı ziyaret etti …

ancak halk tarafından beklenilen özrü dilemedi .

 "Ben doğmadan 40 yıl önce olan bir olaydan bahsediyoruz. Zamanında Winston Churchill bunu korkunç bir olay olarak niteledi ve hükümet kınadı. Yapılması gereken tarihe gidip özür dilenecek şeyler arayıp bulmak değil, olanları kabul etmek, hatırlamak saygı ve anlayış göstermektir" demişti..

 

Bu konu Gandhi filminde farklı anlatılmıştır…

 

- İnsan Eti yiyen İngiliz kraliyet ailesi iddiaları :

 

İngiltere’de bulunan Durham Üniversitesi’nden tarihçi Doktor Richard Sugg’ın yazdığı

“Mumyalar, Yamyamlar ve Vampirler: Rönesanstan Viktorya Dönemi’ne Otopsi Tarihi”

isimli kitapta İngiliz kraliyet ailesinin 18. yüzyılın son dönemlerinde insan eti yediği iddia edildi.

 

İnsan eti yiyip, kanını içen hatta kemik tozlarını kıyafetlerine süren dönemin hükümdarları arasında I. Francis, III. William ve Kraliçe Mary de yer alıyormuş.

 

Kitaba göre, insan etine ve kafatasına en fazla düşkün olan Kral II. Charles “düzgün bir insan kafatasına” 6 bin sterlin (15 bin TL) ödüyordu.

 

Kitapta ayrıca insan etinin o dönemlerde sağlık sorunları için de tüketildiği belirtildi.

 

Kitaba göre, İngiltere, Fransa, İtalya, Almanya ve İskandinavya’da insanlar şifa niyetine insan eti yiyip, idamlar sırasında suçluların kanını içiyordu.

 

 Ortaçağda bir tedavi yöntemi olarak ilaçlarda kullanılmaya başlayan insan kanı, erken-modern dönemde İngiltere’de epilepsi (sara) gibi beyin hastalıkları ve ölümcül vakalara karşı acil müdahale amacıyla hekimlerin vazgeçilmeziydi

- Yamyamlık iddiaları 2 :

 

ABD'ye 1600'lerde yerleşen ilk İngiliz kolonicilerin kıtlıkta hayatta kalmak için insan eti yediği tespit edildi.

 

Kazılarda bulunan 14 yaşında bir kıza ait kafatasının yamyamlığa ait ilk izler taşıdığı öne sürüldü.

 

1607-1625 yılları arasında ABD'nin Jamestown bölgesine yerleşen ilk İngiliz kolonicilerin yaşanan kıtlık nedeniyle insan eti yediği bulunan iskeletlerle kanıtlandı.

 

Virginia eyaletine bağlı bölgede yaşayan 6 bin kişinin 1609-1610 yılındaki ağır kış şartları nedeniyle köpek, fare ve yılanla beraber insan eti de yediği belirtildi.

 

 Jamestown'daki kolonicilerin insan eti yediği rivayetine arkeologlar hep şüpheyle yaklaşmıştı.

 

Ancak Smithsonian Doğa Tarihi Müzesi arkeologları, bölgedeki kazılarda bulunan 14 yaşında bir kızın saldırıya uğramış iskeletinin yamyamlığa en güçlü kanıt olduğunu öne sürdü.

 

 Bilimadamlarının "Jane" adını verdikleri iskeletin kolonilerdeki tek yamyamlık vakası olmadığı belirtildi.

Jamestown'daki kolonicilerin insan eti yediği rivayetine arkeologlar hep şüpheyle yaklaşmıştı.

 

Ancak Smithsonian Doğa Tarihi Müzesi arkeologları, bölgedeki kazılarda bulunan 14 yaşında bir kızın saldırıya uğramış iskeletinin yamyamlığa en güçlü kanıt olduğunu öne sürdü.

 

 Bilimadamlarının "Jane" adını verdikleri iskeletin kolonilerdeki tek yamyamlık vakası olmadığı belirtildi.

 

Jamestown kolonisi lideri George Percy'nin yazılarında bir adamın hamile eşini öldürüp yediği bilgileri yer alıyordu.

 

-  “ Dil konusu Türkiye ve Türk dünyasının en önemli konusudur.

 

Dilin önemini ilk, 2000 yıl önce Romalılar keşfetti.

 Kelt kavimleri fethetmelerine rağmen rahat edemiyorlardı.

Çünkü bu kavimler kimliklerini kaybetmiyordu.

Bunun üzerine Romalılar bir fikir geliştirdiler .Fethettikleri kavimlere dillerini unutturarak, kimliklerini yok etmeyi denediler ve başarılı oldular.

 

Fransada ki Ket/ Golf ler kendi dil ve kültürlerini unutup latinleştiler.

 

İngilizler de bu yöntemi İrlanda, Hindistan ve Pakistanda da başarıyla uyguladılar.

 

Hindistanda bir şey çıkardılar : ‘ingilizce bilmeyen adam değildir ’diye..

 

Bizde de iş ilanları çıkar .. ‘bogaziçi mezunu aranıyor’ diye, başka okuldakilere iş yok..onun gibi..

 

Zaten bu işlerin arkasında hep İngilizler olmuştur. Amerikalıların yaptığını zannettiğiniz çoğu şeyin arkasında İngilizler vardır.

 

Şimdi bir İngiliz-Amerikan planı var.

Türkiye’de solcu, milliyetçi gibi maskelere sahip insanları kilit noktalara koymuşlar.

 Amaç birkaç sene içinde Türkçe eğitim yapan okul bırakmamak.

Anlattığımız tarihi misaller gibi bu işler okullarda bitiyor.

Bir, iki nesil sonra insanlar dilini unutur.

 

Osmanlıca veya öz Türkçe birçok kelimenin yerini İngilizceleri alıyor.

 Basın yayın organları da bu işe çanak tutuyor.

 

Türkçe gidince Türk kültürü, tasavvufu, irfanı, inancı hepsi beraber gider.

 Çünkü dil bunların hepsini taşıyan gemidir.

 

Amaçları bize Kuranı Kerim’ i bile İngilizce öğretmektir. “

 

Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder