22 Temmuz 2013 Pazartesi

Genetiği Değişik ...GDO

 

“Öyle bir zaman gelecek ki bir narla bir topluluk doyacak. “Hz. Muhammed sav. 


Bakara 211 :" İsrail oğullarına, onlara ne kadar açık bir mucize verdiğimizi sor! Fakat her kim, Allah'ın nimetini kendisine geldikten sonra değiştirirse şüphesiz Allah'ın cezası pek çetindir."
Nisa 119: "Ve mutlaka onları saptıracağım ve her durumda onları kuruntulara düşürüp, olmayacak kuruntularla aldatacağım. Mutlaka onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını yaracaklar ve yine mutlaka onlara emredeceğim de Allah'ın yarattığını değiştirecekler.» Ve her kim Allah'ı bırakıp şeytanı dost edinirse, şüphesiz açıktan açığa bir zarara düşmüştür! "

Ayetler ve hadis-i  şeriflerde uyarılar bilgiler verilmişti bize... 

" Petrolü kontrol ederseniz ulusları , gıdayı kontrol ederseniz insanları kontrol edersiniz"                 Henry Kissinger /1970



Yaşanan küresel gıda kriziyle, Genetiği Değiştirilen Organizma (GDO) patentli pirinç, mısır ve soya tohumlarının yaygınlaşması arasında nedensel bir bağlantı var.

 Bu bağlantı da;  gıda üretiminin Monsanto, DuPont, Syngenta, Dow, Archer Daniels Midland and Cargill önderliğindeki birkaç dev şirket tarafından küreselleştirilmesi.

Bu güçlü lobi küresel bir tarım politikası oluşturdu ve hem ABD Tarım Bakanlığı hem de Avrupa Komisyonu Tarım Direktörlüğü'nde etkin.

 Bu güçlü tarım şirketleri perde arkasından Dünya Ticaret Örgütü'nün tarımla ilgili kararları üzerinde hakim.

Uzun vadeli politikalarından biri kasıtlı olarak dünyanın acil tahıl stoklarını azaltmak.

Aynı zamanda bitkilerin ulaşımda yakıt olarak kullanılması için yetiştirilmesini öngören suç politikasının önde gelenleri de onlar.

Yani biyoyakıt dolandırıcılığı.

Küresel kıtlık koşullarında Monsanto ve tarım lobisi kendi patentledikleri GDO tohumlarının dünyadaki açlığa 'çare' olduğunu iddia ediyor.

 Henry Kissinger'in 1970'lerde ilan ettiği strateji 'Petrolü kontrol ederseniz ulusları ya da bölgeleri, gıdayı kontrol ederseniz insanları kontrol edersiniz' stratejisi bu.

 2005'ten beri ABD yönetiminin biyoyakıt sübvansiyonları ve promosyonu, bu tür yakıtların küresel ısınma sorununa çözüm olduğu yalanı, gıda fiyatlarını da etkiledi.

Bence bu tamamen bilinçli ve dünya üzerinde beyaz olmayanların nüfusunun azaltılmasını isteyen bir grup elit tarafından yönlendiriliyor.

 
 Dünyada gıdayı yöneten çok uluslu şirket sayısı 10'u bulmaz. Ve bu dev şirketler, dünyada herkese yetecek gıda olmasına karşın, günde 25 bin insanın açlıktan ölmesine yol açan politikaları etkiliyor veya belirliyor...

 Dünyada kim aç kalacak ya da kim obez olacak bu şirketler karar veriyor.



GDO Nedir ?  

 Bir canlının gen diziliminin değiştirilmesi ya da ona kendi doğasında bulunmayan bambaşka bir karakter kazandırılması yoluyla elde edilen canlı organizmalara “Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar”, kısaca GDO adı denir. 

Bir canlıdan diğerine gen aktarımı, bir çeşit kesme,yapıştırma ve çoğaltma işlemi olup, genetik mühendisleri tarafından uygulanır.  

Aktarılacak gen önce bulunduğu canlının DNA sından kesilerek çıkarılır.Sonra vektör adı verilen taşıyıcı virüs ile bu gen , DNA molekülüne yapıştırılır. 

Frankeştayn Gıda olarak da nitelenen GDO’lar bugün kolera bakterisi geni taşıyan yonca, akrep geni taşıyan pamuk, tavuk genli patates,balık genli domates gibi gıdalar şeklinde karşımıza çıkmakta..

 


Türkiye  deki kavun karpuzun hepsinin gdo su değişitirildi.. 

Karpuza büyüme geni, hızlı büyüyen bir bitki veya hayvandan; kırmızı rengi, kırmızı bir böcekten; dayanıklılık geni sert kabuklu bir hayvan veya canlıdan transfer ediliyor.  

Kabak büyüme geni , karpuz çekirdeğine aktardılar..çabuk büyüsün diye 

İstakoz, kaplumbağa geninin katıyorlar .. dayanıklı olsun … 

kırmızı rengi için renk geni olan bir hayvan geni konuyor, kıpkırmızı ama karpuz tadı yok .. 

Karpuz tarlada bekleyerek topraktan rengini alarak büyümesi gerekir  aslında..

Görsel makyaj sunarlar ama lezzet yok…
 


Karpuzu inceleyin kalın lifler görürsünüz.. kabuk ile iç arasında,çeper  yapı görürsünüz… ince kabuk yok.. kalın kabuklu artık karpuzlar..
 


Buğdayda ise; bir başaktan 15-16 bugday tanesi yerine daha fazla buğday alıyorlar..
Türkiye'de küçükbaş ve büyükbaş tüm hayvanlarda  GDO'lu yemle besleniyor. 
Gdo lu ürünler ekildikleri bölgeyi etki altına alıp ,hızla o bölgeyi değiştirir ..kendisindeki baskın gen nedeniyle toprağı  değiştirir 

Kanunlara göre ; “gdo lu ürün ekim alanları, organik sahalardan bellirli uzaklıkta olması gerekir “maddesi vardır.  

Küresel planda esas amaç ;  gdo yu mümkün olduğunca yaygınlaştırmak. 

Dünyanın en zengin doğal florası, her mevsimin aynı anda  yaşayan Anadolu topraklarıdır.

Bu topraklardaki en önemli proje bu florayı yoketmektir.

Yokederek tescil altına almaktır.

Gelişmiş ülkelerde tarım, eğitimli kişilerin kontrolündeyken Türkiyede bu sistem tam tersi şekilde işletilir..

 

Irak Mezopotamya  tohumları:  Saddamın  işkenceleriyle tanıdığımız Ebu Gurayb cezaevi bir müzeydi .
Bu müzede bir bugday başağında 700 tane veren buğdaya ait tohumlar, arşivleri vardı… burası tohum deposuydu .. 
Abd işgal sırasında bu 700 taneli  tohumları alıp Norveç Svalbard  tohum ambarına  götürdü.
Bu kısım perde arkasında tutuldu..
Tohumların özelliği çok verimli olmalarıydı..
Bir adet tohum 7 başak veriyordu ..her başak ise 700 adet tohum …
Irak çok verimli bir bölgedir .. mezopotamya  toprakları tarih boyunca verimliliğiyle bilinir.
…ve bu topraklarda yetişen tohumda verimliydi..
 Şu anda  ise Iraktaki tohumların tamamı gdo ludur..
 İran ve Suriye nin elinde de bu tohuma benzer tohumlardan var.
 Tohum tacirleri  İran ve Suriye ye şu anda gdo lu tohum veremiyorlar..
Burayı işgalle buraların kaynakları önce yoketmeliler ki buralara tohumu verebilsinler, buraları da değiştirebilsinler…
George Bush un bir cümlesi oldukça manidardı savaş sonrasında : “Irak ı yeniden tohumladık..”  
*********

GDO, gdolu soyayı yiyen hayvanın etine, yumurtası ve sütüne geçer.
Gıda -Tarım Bakanlığının en kısa zamanda  tohum bankası kurması zorunludur  ve  bu tohumların çok sağlıklı ortamlarda saklanması gerekiyor…
Gdo aynı zamanda toprağın yapısını değiştirir. Toprak başka bir ürüne ekileceği zaman ekilemez toprağa başka ilaçlar katılması gerekir..
Türkiye de  10 senede toprak bozuldu.
 

 

Abd de 1 patlıcan 3,5 m., salatalık 5 m domates masa büyüklüğünde üretildi.
 
 
İNSAN SAĞLIĞINA ETKİLERİ :
 -GDO lu bitkiler yüksek allerji riski taşıyor. Allerjenler, genetik mühendisliği yoluyla bireylerin güvenli olduğunu düşündükleri için tüketmekte sakınca görmedikleri besinlere de aktarılabiliyor. Bu durumda birey allerjeni taşıdığını bilmediği besini tüketerek kendini riske atabiliyor.
 -Araştırmalar GDO lu patateslerin fareler için toksik etki yaptığını, bağışıklık sisteminde bozukluklar,viral enfeksiyonlar gibi birçok etkileri olduğunu ortaya koyuyor.

-Sadece verimli ve dayanıklı birkaç ürün yetştirilmesine yol açan GDO ların yarattığı en büüyk tehlikelerden biri de gen çeşitliliğinin yok olmasıyla birlikte insanları tek tip gıda almak zorunda bırakıyor olması. 
Tek tip gıdalar insanların sağlıklı ve dengeli beslenmesini engelleyecek. Bu durumda tek tip beslenmeye mecbur kalacak olan yoksullar sağlığını yitriyor, maddi imkanı iyi olanların da gıda takviyeleri, tedavi yöntem ve ilaçlarına büyük miktarda para harcaması gerekiyor.

 HANGİ ÜRÜNLER GDO LU OLABİLİR?
 Pek çok GDO lu ürün var;
 Mısır, patates, domates, pirinç, soya, buğday, kabak, balkabağı, ayçiçeği, yer fıstığı, bazı balık türleri, kolza (kanola yağı bitkisi) , kasava, papaya.
Bunların dışında çalışmaların devam ettiği ürünler var;

 Muz, ahududu, çilek, kiraz,ananas, biber, kavun, karpuz, kanola.

Üretimi sırasında GDO kullanılmış pek çok ürün var;
Mısır ve soya genleri ile oynanan ürünlerde ilk sırayı aldıklarında bu bitkilerden üretilen yan ürünlerin de GDO lu olma riski var.
<!--[if !supportLists]-->·         <!--[endif]--> Mısır ve soyadan üretilen yağ, un, nişasta,glikoz şurubu, sakkaroz, fruktoz içeren gıdalar günlük tüketim maddeleri arasında yer alıyor. Örneğin;

 Bisküvi, kraker, kaplamalı çerezler,pudingler, bitkisel yağlar,bebek mamaları, şekerlemeler, çikolata ve gofretler,hazır çorbalar,mısır ve soyayı yem olarak tüketen tavuk ve benzeri hayvansal gıdalar ile pamuk GDO lu olma riski taşıyor.

GIDA SEÇİMİNDE NELERE DİKKAT ETMELİ?

Ürünleri dış görünüşünden anlamaya imkan yok.Bu nedenle riski azaltmak gerek.

 Yukarıdaki “Hangi ürün GDO lu olabilir ?” bölümünü iyi okuyun. Böylece risk gruplarını tespit edersiniz.

 Organik ürünler yemeye dikkat edin.Bu ürünlerin üretiminde ekolojik sertifikalı tohumluk kullanılır. Her organik veya ekolojik denen üğrüne itibar etmeyin.Mutlaka sertifikasını görmek isteyin. Alışveriş yaptığınız marketlerde organik ürün talep edin.

 Gıdaları mevsiminde tüketin. Mevsimi dışında yetiştirilen sebze ve meyveler için doğal olmayan zorlama yöntemler kullanılmaktadır. Doğal yöntemlerin kullanılmadığı seralarda çok fazla tarım ilacı kullanıldığını da unutmayın.

 

 

 

Hibrit Tohum Nedİr ?

Bİtkilerde ; meyve ve sebzelerİn genİ değİştİrİlmİş melez,hibrit,ebret, gerİ dönüşümsüz, tek kullanımlık tohumlara verİlen addır.

 Bu gibi tohumlardan üretİlen bİtkiler,şifacı  olmayacağı gibi bağışıklık sistemine hiç bir katkısı olmayan antioksİdan mİnarel ve vİtamİn İhtİva etmekte, bu da bugün hızla artan kanser hastalıklarını tetİklediği söylenmektedir.

 

 

Hibrit tohumluk, aynı türe ait bitkinin genetik bakımdan kendisiyle yakın akraba olmayan bir başka bitki ile tozlanmasıyla yani melezlenmesiyle elde ediliyor.  Yani aynı bitki türünün farklı ailelerden gelen ana ve baba bitkiler birleştirilerek F1 denilen melez tohum elde ediliyor. Elde edilen tohum, hastalık ve zararlılara, sıcağa ya da soğuğa karşı dayanıklılığı, raf ömrünün uzunluğu ve yüksek verim sağlaması gibi nedenlerle  üretimde tercih edilirken, eskiden beri yetiştirilen yerel çeşitler piyasadan çekiliyor, hatta bunlar gen bankaları tarafından muhafaza  edilmedikçe yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor.

 

HİBRİT TOHUMUN ÜRÜNÜNDEN TOHUM ELDE EDİLEBİLİR Mİ ?

F1 denilen hibrit tohumdan üretilen ikinci ve daha sonraki nesiller ilk melezlemede elde edilen olumlu özellikleri taşımadığı için F1 tohum ancak bir yıl başarılı şekilde tarımsal üretim için kullanılabiliyor.

Aynı yüksek verimi, bitki performansını veya istenilen kalite özelliklerini elde edebilmek için hibrit tohumluğun her yıl satın alınması gerekiyor.

Türkiye 20-25 bitki türünde ihtiyacı olan yüzlerce hatta binlerce hibrit çeşidi yurt içinde geliştirme ve bunların tohumluğunu üretme kapasitesinden yoksun olduğu için, bunların bir kısmını ithalat yoluyla karşılamak zorunda kalıyor.

Örneğin sadece domateste yaklaşık 850 kayıtlı çeşit varken, bunların ancak birkaç yüz tanesi üretimde kullanılabiliyor.

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder