10 Temmuz 2013 Çarşamba

Marshall planı ve Türkiye


Sözde Türkiyeyi kalkındıracak olan Marshall planı çerçevesinde dağıtılan captagon hamilelikten korunma hapı doğu ve güneydoğu Anadolu kadını üzerinde denendi.
Binlerce özürlü hamileliğe neden oldu.  Captogon baby sendrome  , batıda çok tanınan bir sendromdur.

Amerikalilar  hem Türkiyeyi   borclandirmak ve hemde  yapay olarak ürettikleri chester denen peyniri ve  "Vita " diye bilinen margarini   denemek icin  marshall planini kullandılar.
Medyayi da pompalayarak, kepekli ekmegin, tereyaginin, sütün, zeytinyaginin zararli oldugunu propaganda yaptilar.
 Türkler hem deneme kobayı yapıldı hem de bu ürünlerle üzerlerinden para kazandılar.

Yine Amerikanin bu propagandasindan sonra bizdeki undaki kepek alindi, ABD’ye  götürülerek hayvan yemi yapildi, bizede unun en verimsiz beyaz kismi kaldi.
İnsanlarin kalcalarinin ve göbeklerinin sismeside bu undandir. 
 Neyseki  milletimiz bir cözüm buldu, ekmegi gevretircesine pisirerek bu etkiyi kısmen elimine etti. ( Ekmegin hamur kismi ,eğer iyi mayalanmamışsa vücutta kilo yapabilir. )




ZEYTİNYAĞLI YİYEMEM''TÜRKÜSÜNÜN HİKAYESİ :


Marshall Planı 2. Dünya Savaşı sonrasında 1947 yılında önerilen ve 1948-1951 yılları arasında yürürlüğe konan ABD kaynaklı bir ekonomik yardım paketidir.

 Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 16 ülke, bu plan uyarınca ABD'den ekonomik kalkınma yardımı almıştır. ABD geçmişten beri dünyanın en büyük mısır üretici ülkesidir.

ABD birikmiş olan mısır dağlarını eritmenin bir yolu olarak mısırözü yağı ihracaatını keşfetmiştir.
Marshal yardımının koşullarından biri Türkiye'nin ABD’den mısırözü yağı almasıdır .

 Yine aynı dönemde yüz binlerce zeytin ağacı sökülerek bir katliam yapılır.

 Kalan zeytin ağaçlarından elde edilen zeytinyağının büyük bölümü ABD tarafından Dolar karşılığı alınır ve mısırözü yağı TL karşılığı satılır.


Buna koşul olarak Türkiye’de ilk margarin fabrikası kurulur.

Türk insanı zeytinyağından soğutularak mısırözü yağına ve margarine alıştırılır. Bu amaçla zeytinyağı"ısınırsa kanser yapar"gibi yalanlar uydurmaktan da geri kalınmaz.

Hâlbuki zeytinyağı halk ağzındaki deyişiyle dumanlaşma derecesi en yüksek (en zor yanan) sıvı yağlardan biridir.

Bununla da kalınmaz, kötülemek için tıpkı bugün yapılan halkla ilişkiler endüstrisi çalışmaları gibi “Zeytinyağlı yiyemem aman, basmadan fistan giyemem aman...” diye türkü sipariş edilir ve ülkenin en popüler türküsü yapılır.

 Bursa yöresine ait bu türkü 2 Kasım 1954 tarihinde İhsan Kaplayan'dan kaynak gösterilerek Muzaffer Sarısözen tarafından derlenmiştir.

Katı yağ/margarine mahkûm edilen halk, 20-30 yılda bir kaşık yağa bile muhtaç hâle getirilir.

Basma giyen kadınlar, plastik giysilerle tanıştırılır…


 

2 yorum: